6 Şub 2013

DORİTOSUMUZUN TADI HİÇ BOZULMASIN



   Yatılı okulun ilk günleri..Korku,endişe,merak,heyecan hepsi karman çorman.. "Yatakhanenin" duvar boyası henüz kurumuş. Bizlerse, yüreklerimizde ilk kız yatılılar olmanın heyecanıyla yuvadan uçuyoruz.

   Otuz masum surattık bu yola başlarken,otuz masum yürek el ele vermiş.Giderek çoğaldık.Çoğala çoğala sığamadık odalara. Koridorlara taştık, çoraplardan top yapıp  Amerikan futbolu oynadık.Leblebi ile poker oynayıp kumarın yasak tadına vardık.Hep yaptığımızsa paylaşmaktı,düşünmeden.Neşeyi,hüznü ve hatta zamanı.
 
   Üstüne kilit vurulmuş minik yatılı öğrencilerdik biz. O beyaz parmaklıkların ardında,uçsuz bucaksız bir zaman bolluğunda, binbir hikayeyle filizlendi sımsıcak kardeşlik tomurcuklarımız. Beraber gülmeyi, beraber ağlamayı, bir çikolatayı üç parçaya bölüp "odacak" doymayı öğrendik.

   Yatılıları kardeş yapan işte bu yirmiyedi odaya,yetmiş kardeşe bölünen sofranın coşkusu, bu ritüelin yürek hafifleten mutluluğuydu. "Benim yemeğim senin yemeğindir kardeşim."zihniyetiydi. Apayrı sosyal sınıflardan gelen çocukların pazartesi günü açtıkları bavullarından çıkan anne yemeklerinin salı günü yan odadaki kardeşi tarafından tüketilmesine aldırmamaktı. Odaya girdiğinde "Yiyecek bir şeyiniz var mı?" diye plastik dolaplara yönelen bir başka  kardeşine "Hayırrrr, ben de size soracaktım!" diyebilmenin samimiyetiydi. İşte o günlerde, varlık içinde yokluğun müthiş komedyasında bizler doritoslarımızı ekmeğimize katık edip sözde patatesçipslisandvçimizle doyardık. Yemeklerin hafta bitmeden tükendiği yurt odalarında kimine göre pek de acayip olan bu alışkanlığı biz Doritosla büyüttüğümüz paylaşma duygusuyla kazandık. Bir de günümüze, keyfimize göre aroması değişirdi ya o doritoslu sandviçin ohh değmeyin keyfimize! Bakmayın böyle dediğime Naçççoo,Takkoooo fark etmeden çekmeceden ne bulursak ona tavdık aslında biz :)

    Herkes birbirinin bir süre sonra damak zevkini bildiğinden akşam etütlerinde, "yarım doritos gönül almitos" oyunları oynardık kimi zaman. Bendeniz, acılı tatların leb-i deryasında yüzmeye bayıldığımdan bazı günler Hot Corn'lu Doritos hediyem olurdu  etüt çıkışlarında.
 
  Kimi günlerse oryantel gecelerimiz olurdu, on kız dizilip camın karşısına (Cam da bizim aynamızdı hani.) açardık Mezdekeyi, "Allaaaah, döktürün kızlarrr!" nidalarıyla inletip duvarları, Doritos "Alaturka"'lar eşliğinde göbekler atardık en çeşnilisinden.Tabii ki ertesi günümüz de, belletici öğretmenin "Etüt saatinde göbek atıyorlar." diye yazdığı tutanaklar yüzünden müdürün yolunu tutmakla geçerdi.

   İşte böyle bir ortamda hayatımın en eğlenceli yıllarını geçirdim ben. Kimine göre arkadaşlarla kurulan eğlenceli ortamların aranan yiyeceği olmaktan ibaret Doritos bize göre dostluğumuzun timsali,bütünlüğümüzün en acılı,en soslu sembolüydü. Bir günden bir güne kimsenin "Yemeğimi sen mi yedin?" diye isyan etmediği bir ortamda,karnı aç gönlü tok mu tok yüreklerin gururla büyüttüğü kardeşliğin tanığıydı . Kazınan mideciklerimizin süpermeni, yorgan altı sohbetlerimizin en büyük sırdaşı , en holigan anlarımızın sadık destekçisiydi. Ne zaman ki gooool sesleriyle inlettiysek televizyon odasını, ne zaman ki duygusal bir film izlerken gözyaşlarımız aktıysa, ne zaman ki bitmeyen sınav haftalarıyla uğraştıysak hepsinde yanımızdaydı  Doritos.

    Aradan geçen sekiz yıldan sonra bile bir Doritos pakedi, içindekinden kat be kat fazla anlam ifade ediyor her birimiz için. Ne zaman toplansak o "müthiş ordumla" , yıllar önce dağılmış gizli örgütün müridleriymişizcesine aramızdan biri Doritos pakedini açıp ilk ısırıkla başlatır ayinimizi her seferinde. Bundandır her bir araya gelişimizde dostluğumuza şükredercesine zikrettiğimiz şu sözler ; "Bu dostluk hiç bitmez, yeter ki Doritosumuzun tadı hiç bozulmasın ;).

(Bu hikaye gerçek hayattan birebir alınmıştır. Aşağıdaki fotoğraflar Kadıköy Anadolu Lisesi'nin ilk yatılı kız öğrencilerinin 2005 yılında, küçücük hazırlık öğrencileriyken çekilmiştir. )







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...