27 Oca 2012

Ağzının Tadını Bilenlere Mükemmel Kahvaltı Önerileri

  Şimdi size kahvaltının İstanbul'daki herkes tarafından bilinmeyen ama sıkı müdavimleri bulunan 2 adresinden bahsedeceğim.Ne hikmetse ikisi de Beşiktaş'ta.Her şeyden önce mütevazi ve sıcaklığıyla sizi saran bu mekanlardan ilki;



Pando Amca!
Adından ve fotoğraftan anlaşılacağı gibi tonton bir amca karşılıyor sizi.
Amca pek konuşmuyor sizinle,bakışlarla anlaşırcasına büyük bir sessizlik hakim dükkanda.Mekanımızın asıl adı "Kaymakçı Pando Amca".Çünkü burası kahvaltısından ziyade leziz dondurmaları ve ballı kaymaklarıyla tanınıyor.Dükkana girdiğiniz andan itibaren, eski tip mavi masa ve sandalyeler içinizi ısıtıyor.Sıcak çayınız hemen demlenip güler yüzlü teyzemiz tarafından ikram ediliyor.Kaymaklar ve ballarının yanısıra omleti,kahvaltı tabağı da denenmeye değer olan Pando Amca'nın gerçekten büyük bir müşteri kitlesi var.İşleri büyütme doğrultusunda yapılan tekliflere ise Pando Amca red cevabı veriyor.Çünkü o burayı küçük ve saf haliyle seviyor.Belli ki işin içine büyük sermaye girilince eski samimiyetinin kalmayacağını düşünüyor.

Pando Amca'ya ilk fırsatta gitmek isteyenler için adres: Mumcu Bakkal Sokak,
Beşiktaş Çarşı içi, İstanbul







ÇİKOLATALI GÖZLEME Mİ?!!

   Yakın bir dostumla çıktığım gurmelik gezimizin Pando Amca'dan sonraki durağı "Kiraz"dı. Kirazda sizi en çok seven ve farklılık yaratansa Çikolatalı Gözleme'siydi. Mekanda bizle yakınen ilgilenen çalışanlardan aldığımız duyumlara göre,diğer gözleme ve krep çeşitleri de bir o kadar güzelmiş.Kirazda  yemekler dışında benim dikkatimi çeken ayrıntılarsa mekanın bir ev kadar samimi oluşunda gizli.Masalara konan amerikan servislerinden,küçük dükkanın sevimli dekorasyonuna kadar her şey sizde  kahvaltınızı uzun uzadıya yapma isteği uyandırıyor.

Gözleme düşkünleri için ;
Kiraz: Köyiçi Cad. Şair Leyla Sok. No: 1/C Balık Pazarı Sinanpaşa Mh. Beşiktaş




1959 First EVER Barbie Commercial High Quaility HQ!



Biz kızlar onunla büyüdük hep onun gibi olmak istedik.Belki de
yaratıcıları da bize hep bu mesajı vermek istedi.Belli ki bir pazar-
lama stratejisiydi Barbie'nin verdiği:"Sen de benim gibi büyü,
güzel ol,gelin ol."

İşte Amerikalı girişimci Ruth Handler'ın bir Almanya seyahati
dönüşü kızları Barbara ve Kenneth'e armağan olarak getirdiği be-
beklerin uyandırdığı fikrin 9 Mart 1959′da Mattel tarafından
piyasaya sürülmesine uzanan bir hikayeye sahip olan Barbie'nin
ilk reklamı...

22 Oca 2012

Bir Tatlı Huzur Almaya Gittik Turta'ya

  Geçenlerde uzun bir süredir gitmediğim Ankara'ya çok sevdiğim bir dostumu ziyarete gittim. Açıkçası Ankara'nın öldürücü soğuğuna inat huzur buldum.Karlar düştü saçlarıma,kaşlarıma..E tabi dostlarla olmanın verdiği keyif de ayrıydı.Diyeceğim o ki mekanavcısı olarak tabii ki de bol bol gözlem yaptım.Ve gittiğimiz onca mekan (Ankara'nın çorak kalmış boş arazilerine rağmen yine de birçok yer gezebildim) içinden biri var ki unutmam mümkün değil, Ankara'ya ilk gidişimde ilk adreslerimden biri olacak orası. Ankaralılar bilirler özellikle de Ümitköylüler. Bahsettiğim küçük sofistike mekan Turta.Galleria alışveriş merkezinin  iki sokak arkasındaki bu iki katlı sevimli butik home cafe'nin mottosu "Büyük bir sevgiyle pişiriyoruz."Bu motto onları anlatmak için en uygun cümle bence de.Kapısından girdiğiniz an buram buram sevgi sarıyor  her bir yanınızı.Kullanılan ahşap mobilyalar,mutfağın ev stilinde olması,çalınan müzikler,aksesuarlar,duvardaki peçvörk işlemeli tablolar ve dahası..İlk giden kişi olarak bak bak doyamadım etrafa.Bir de arka bahçesi var ki görülmeye değer.Dışarıda düşen kar tanelerini izlerken bir yandan da kahvaltınızın tadını çıkarıyorsunuz.Çalışanları da bir o kadar mütevazi ve güleryüzlü.Bu küçük mekanda pazar günü yer bulmamız zor da olsa yerlerimize oturduk ve açık büfenin tadını çıkardık.
  Yemeklere gelecek olursam açık büfesindeki her sos,reçel ev yapımı/el yapımı.Büyük bir sevgiyle hazırlanmış,fırından taze çıkmış binbir çeşit poğaçalar,ekmekler,börekler de bize unutulmaz bir brunch deneyimi yaşattı.
  Turta'nın size sunduğu lezzet şöleni tabi ki kahvaltıyla sınırlı değildi.Turta'yı asıl Turta yapan özelliği hazırladıkları muazzam tatlılar,cheesecakeler ve tabi ki sipariş usulüyle kişiye özel hazırlanan binbir çeşit pastalar.Pastanızı seçmek için katalogları sunuyorlar önünüze.Çocuklar için "şirinler" figürlü doğum günü pastası mı istersiniz yoksa gelinli damatlı düğün pastası mı?Turta'da her zevke her yaşa dahası her özel güne özel tasarlanmış pasta mevcut.Bu çeşitleri,yurtdışından özellikle Paris'ten takip ettiklerini ve üzerlerinde epey çalıştıklarını anlıyoruz.Bu da  pastalarını sevgi tozuyla harmanladıklarının kanıtı.Biz de Turta'dan çıkarken kendimizi paket paket limonlu,frambuazlı,avakadolu cheesecakeleri ve muzlu ruloları evimize taşırken buluyoruz kendimizi.






Fondünün Üç Adresi

Hepimizin bayıldığı son yılların belki de en çok tercih edilen tatlılarından fondü.Bilmeyenler için anlatayım.Aslen İsviçre'ye özgü bir tat fondü.İşin ilginç kısmı fondü İsviçreliler için eritilmiş peynire ekmek banarak tüketilen bir yiyecek.Bu şaşırtıcı ayrıntıdan sonra hepimizin damağında unutulmaz tatlar bırakan fondünün sizler için seçtiğim üç mekanını takdim etmek isterim;


 Aslında Jadore'u sadece bir fondüyle anlatıp geçmek istemiyorum.Hatta blogumda ilerleyen günlerde ayrıca da yer vermek isterim.Diğer büyük işletmelerin aksine Jadore varlığını sadece İstiklal'de sürdürüyor.Tek şube,küçük ama samimi.Ziyaretçisi de oldukça fazla.Değişik tatlar denemek,kendilerine bir çikolata şöleni yaşatmak isteyenlerin uğrak yeri Jadore.Resimden de anlaşılacağı gibi fondüsü de oldukça büyük ve doyurucu şekilde önünüze sunuluyor.

  Mado'nun her şeyine bayıldığım gibi fondüsü de bir harika doğrusu.Bir kere diğer yerlerden ayrılan özelliği binbir çeşit meyveyle donatılmış meyve tabağı.İçinde kış meyvelerinin bulunması (portakal ve mandalinaya eğer bayılıyorsanız) madonun fondüsünü denemelisiniz. Erimiş çikolata da, tabak içerisine dağıtılmış dondurma toplarıyla birleşince Mmmm dayanılmaz bir tat oluyor.
 Ve tabii ki Kahve Dünyası..Okuldan kaçtığımız zamanlarda yasak çiğnemenin verdiği hazı kahve dünyasında fondülerimizle tamamlardık.Kahve dünyasının bazen sizi çekmesi için çok şey vaad etmesine gerek yok.Benim için kahve dünyasını diğerlerinden ayıran özellik ise çikolatasının müthiş bir tazelikte çok iyi eritilmiş olması.Çünkü birçok mekan fondü konusunda ah kam kesmeye başladı;ancak fondü yapmak her yiğidin harcı değil.Çünkü işin sırrı çikolatanın hassas bir kıvama kadar eritilmesinde  ve kahve dünyası da bunu çok başarılı yapıyor.






Victoria's Secret Swim 2012: Angels, Islands & Oh-So-Sexy Suits



Biz yılbaşı defilesinin etkisinden henüz kurtulmuştuk ki Victoria's Secret 2012 yazının içinizi ısıtacak bikini koleksiyonunu yayınladı. Miranda Kerr, Candice Swanepoel ve Lily Aldridge’in modelliğini üstlendiği bu kışkırtıcı katalog, sizi sadece modelleriyle değil Victoria's Secret'in birbirinden güzel

Bir De Bunu Oku

   Puslu Kıtalar Atlasının okuduğum diğer kitaplardan ayrılan özelliği alışılmışın dışında olması.Bunu biraz daha açacak olursak; İhsan Oktay Anar'ın kullandığı dil, bildiğimiz romanların dilinden ayrılıyor. Hatta neredeyse Osmanlı Türkçesi diyebiliriz. Ama usta yazar bu dili o kadar "yalın" o kadar akıcı kullanıyor ki  anlamını bilmediğiniz kelimelerle dolu olan satırlar bir nehir misali akmış oluyor zihninizden ...
   Tabii ki kitabın daha çarpıcı olan kısmı içinde barındırdığı fantastik öğeler.Batı romanlarının aksine Anar'ın tarzı tam olarak doğu mistisizmini müthiş bir fantastik edayla betimlemek.Konusu itibariyle her ne kadar Osmanlı'nın günlük yaşamından olsa da; en başta sefil mahallelerin silik yaşamlarına konuk oluyormuşuz gibi gelse de karakterlerin büyülü dünyaları bizi kendine ilk sayfalarda esir ediyor.Fantastik öğelerden kastım tabi ki Servet-i Fünunlar,Fecr-i Atilerde gördüğümüz komik gulyabaniler değil.Anar'ın derin hayal dünyası, olayları birleştirmedeki müthiş becerisi,zaman tünelinde yaptığı geçişler bizi her olay örgüsünün çözüm bölümünde yine ve yeniden şaşırtıyor. Üstelik olayların neden sonuçlarını o kadar zekice bağlıyor ki; tüm o mantıksız olay örgüsü bir anda anlamlı hale gelebiliyor.
   Puslu Kıtalar Atlası eski İstanbul'u anlatıyor.Ama bir İstanbul romanından çok daha fazlası.Aslında onun anlattıkları olağanüstülüklerden çok üst düzey çirkinlik ve sapkınlıkla dolu arka mahalle  yaşamları,madalyonun üçüncü yüzü.İstanbul'u belki de hiç bu kadar çirkin görmeyeceksiniz. Osmanlı'nın sadece bizlere anlatılan zevk,sefa dolu saray yaşamından ibaret olmadığını bir kez daha gözler önüne seren bu romandan sonra Anar'ın diğer romanlarını da bir çırpıda okumak isteyeceksiniz.

21 Oca 2012

Asırlara Hükmetmiş Kadının Hayatı

Marilyn Monroe..
Anlatılacak gibi değil..
Sadece yaşadığı döneme değil,koca asırlara hükmeden; sadece Amerika'ya değil kıtaları kendine hayran eden bir kadının başarı öyküsü bu...Dumanların içinde,şuh bakışlarıyla,yanagina kondurulmuş pek "sahici" beniyle,havasıyla cakasıyla skandallarıyla spekülasyonlarıyla gerçek anlamda ikonun tanımıydı o.Yaşadıkları ve yaşattıkları öyle damga vurmuştu ki dünya medyasına ölümünden yıllar geçmesine rağmen konuşulanlar bitmedi...Taklitler aslını yaşatır derler ya işte Marilyn'in taklitleri hiç bitmedi.Saçıyla,makyajıyla,kıyafetliyle dört dörtlük bir stil ikonuydu o.Haliyle tarzını benimseyip objektif karşısına çıkacak birçok isim olacaktı.

Bunlardan biri de Michelle Williams'tı. Williams'ı diğerlerinden ayıran özellik ise My Week With Marilyn filminde Monroe'nun hayatını canlandırmasıydı. Bunun için Vogue objektiflerine de çarpıcı pozlar veren Williams'a ben Monroe olmayı çok yakıştırdım.









   Özellikle benim gibi bir biyografik film manyağı için bu filmi beklemek oldukça zor olacak,izledikten sonra da yorumlarımı paylaşacağım,takipte kalınız :)




Altın Kürenin En Şık Bayanları

  Altın Küre bir hışım geldi geçti..Tabi ki her ödül töreni sonrası olduğu gibi yine kim ne giymiş ne takmış çok konuşuldu. Hollywood'un kimi güzelleri "Giyinmeyi öğretmediler mi size ?!!" dedirtse de ben aralarından en beğendiklerimi sizler için seçtim..


 Ella MacPherson Zac Posen imzalı yerlere kadar uzanan toz pembe elbisesiyle oldukça ilgi çekiciydi.Zaten sarışınlara çok yakıştığını düşündüğüm bu rengi çok hoş bir makyaj ve saçla kombinlediğini düşünüyorum.


Salma Hayek tercihini Gucci'nin bu güzel siyah elbisesinden yana kullanmış.İçinde barındırdığı altın sarısı tonlar özellikle Hayek'in ten ve saç rengiyle müthiş uyum sağlamış.Başarılı seçim!

Jolie'nin kıyafeti Versace'den. Toz pembe-kırmızı uyumuna bayılırım.Özellikle Jolie'nin kırmızı rujla bütünlemesi çok hoşuma gitti.

 Onun zarafetini anlatmaya kelimeler yetmez. Nicole Kidman ile ilgili dikkatimi en çok çeken ayrıntı kendine ait bir tarzı olması.Versace markalı elbisesini başka birinde görsem beğenmeyebilirim.Ama Kidman'ın fiziği o kadar iyi ki bu kıyafet adeta onun için tasarlanmış.Saç rengiyle uyumlu motifler de ekstra güzellik katmış.



Charlize Theron da pembeyi tercih edenlerden..
Özellikle saç bandına bittim.Aynı bandı Michelle Willliams gibi başka yıldızlar da kullanmıştı o gece.Bandlar 2012'nin yeni trendlerinden biri olarak hayatımıza girecek gibi gözüküyor.


Kate Beckinsale de pembecilerden.Evet anladık toz pembe bu senenin en moda rengi olacak diyeceksiniz ama ben bu kıyafetin modeline bittim.Kate de o kadar güzel olmuş ki.Deniz kızı gibi..Özellikle bileklik ve küpeleri muazzam..

Golden Globe olur da Jessica Ablamızı es geçebilir miyiz? Leylak mavisi elbisesinin üstündeki gümüş rengi işlemeler hoşuma gitti doğrusu.
  Siz de fark etmişsinizdir.Altın kürede en çok tercih edilen model yere kadar inen deniz kızı modeli.
Sofia Vergara'nın farkıysa saks mavisiyle olmuş.Özellikle kıyafetinin belden aşağısındaki ton ve kumaş farkıyla kıyafeti daha elegant bir hale getirmiş.











Miu Miu'dan 14 Şubat Sürprizi

  Evet şu an çok erken diyeceksiniz biliyorum ama bu 14 şubata yaklaşırken hediye telaşında olanlara ufak bir tüyo sadece,14 şubat ile ilgili tüm serzenişlerimi gününde yapacağım merak etmeyin:)Ya da hiç yapmam,yokmuş gibi davranırım belli mi olur :)
  Size şu an bahsedeceğim haber ise miu miu'nun sevgililer gününe özel tasarladığı koleksiyonu.Bu kapsül koleksiyon 14 şubatta miu miu mağazalarında yerini alacak. Detaylı incelediğimizde bu koleksiyondaki tasarımların miu miu tarzını birebir yansıttığını görüyoruz.Renkli deri parçalar ve bunlara zımbalanmış rengarenk taşlar..Hem şık hem sevimli ve sempatik bir izlenim veriyor.Sevgilisine sürpriz yapmak isteyen beylere şimdiden duyrulurlurlurlur!!!







Miu Miu'dan Bıcır Bıcır Spor Ayakkabılar

Her ne kadar ışıltılı,parlak taşlı ayakkabıları günlük hayatta çok giyemesek de miu miu'nun "Sneakers" modeli karşı koyulacak gibi değil.

Bayıldığım da bu model işte.Geçen seneden beri gelen gittikçe her kıyafette görmeye alışık olduğumuz demir zımbalar ayakkabıda ayrı bir asil durmuş.Özellikle beyaz olması ayakkabıyı hem spor hem şık kılıyor.

Bu tarz biraz daha gotik/rocker kesime hitap ediyor.Bu da miu miu'nın perspektifi geniş tasarımcılara sahip olduğunun bir göstergesi bence.

20 Oca 2012

Aksesuar'ın Yükselen Yıldızı Deri


     2011'in özellike ikinci yarısından sonra görmeye sıkça alışkın olduğumuz parça deri. Artık "burdayım" diyen abiye gece kıyafetlerinin bile ışıltılı parlak takıların yerine deri bileklikler,kolyelerle kombinlendiğini görüyoruz. Öyle ki bu gothik parçalar ışıltılı taşlarla zımbalandığında ziyadesiyle çekici olabiliyor.

  İşte ben de size aksesuar dünyasının parlayan yıldızı deri parçalardan bir sentez hazırlamak istedim.
Bu tasarımlar çok popüler markaların ürünleri olmaktan ziyade belli butik firmaların ya da ünlü tasarımcıların ellerinden çıkıyor.
   Son olarak benim geç keşfettiğim ama keşfettiğim andan itibaren sitesinden ayrılamadığım bir markadan bahsetmek istiyorum sizlere.İnci Denizel "İnciden" markası adı altında yarattığı takı ve aksesuarlarını birçok firmanın koleksiyonu için hazırlıyor.Denizel ile ilgili en çok öne çıkan ayrıntı ise Sienna Miller'ın Londra'daki fotoğraf çekimlerinde onun takılarını kullanmış olması."İnciden" İzmirli bir firma ve internetten satış yapıyor.
   Aksesuarlarında kullandığı swarovski taşları,deri iplikler,altın rengi metal boyunluklar,ışıltılı boncuklarla harmanlanmış dana derisi kolyeler benim çok hoşuma gitti.Hobisini marka haline dönüştürmeyi başarmış İnci Denizel'in "İnciden"ini ziyaret edin derim.Eminim sipariş vermemek için zor duracaksınız.
http://www.incidenonline.com/




Pronovias 2012 Bridal Fashion Show - Vestidos de novia - Wedding Dresse...



Kulaklara klişe gelse de her kızın bir dönem hayallerini süslemiştir gelinlik. En azından eminim vitrinlerde gördüğünüzde ya da manken üzerinde gözünüz takıldığında kayıtsız kalmamışsınızdır.
İşte bridal fashionın ispanyol devi Pronovias'ın 2012 koleksiyonu sizlerle. Ta ta ta tam!!
Zevkle izleyeceğinizi umuyorum:)

2 Oca 2012

Foto Galatasarayda Poz Verenler Aranıyor

Ertuğrul Özkök'ün köşesinde okumuştum geçenlerde Ermeni fotoğrafçı Maryam Şahinyan'ın öyküsünü.Zor şartlar altında, yarattığı küçük stüdyonun kapıları insanlara bambaşka bir dünyayı sunuyordu.Haber beni çok etkiledi,ayrıntılı okumak isterseniz linki tıklayın. http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/haber/19584704.asp http://bit.ly/s0ZBiJ
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...