8 Şub 2013

KONSERE BOĞULDUK




Konsere Boğulduk!
İstanbul  konser maratonu 2013’te hızlı bir yükselişe giriyor. Daha önceden Red Hot Chili Peppers, Madonna gibi dünya starlarının harika şovlarına tanık olmuştuk.Görünüşe bakılırsa  mart ayından itibaren yepyeni konserlerle coşacağız.
İkinci Kez Rihanna !
Türkiye’de ilk konserini 2010 yılında veren Rihanna 30 Mayıs 2013’te BJK İnönü Stadyumunda vereceği konserle İstanbul’u yeniden sallamaya hazırlanıyor. 7. Albümü Unapologetic , Billboard Top 100 listesi olmak üzere tüm listelerde bir numaraya yükselen ünlü star, 26 Mayıs’ta İspanya’da startını vereceği dünya turnesi kapsamında ülkemize gelecek.
Hatırlarsınız , Rihanna ilk konserini Kuruçeşme Arena’da Boğaz’a karşı vermişti. Bu seferki konserin  stadyumda olması ise, “Çok büyük şovlar bizleri mi bekliyor ?” beklentisi yaratıyor. J
Never Say Never to Justin !
#JustinBieberTürkiyeyeGeliyor hashtagiyle başladı her şey. Geliyor mu gelecek mi derken , nihayet biletleri  satışa çıktı.Kimilerine göre o hala bir ergen, kimilerine göre dalga konusu. Ama kesin olan bir şey var ki bu parlayan çocuğun şarkıları çok seviliyor, albümleri yok satıyor, klipleri youtube’da izlenme rekoru kırıyor.Bize öyle geliyor ki  büyümesine anbean şahit olduğumuz  Bieber ,giderek konuşulmaya devam edecek. Türkiye’de de  büyük bir genç kız hayran kitlesinin olduğunu bildiğimiz Bieber konserinin ücreti de cep yakıyor. Biletleri 320 TL’den başlayan  konser,  2 Mayıs 2013’te İtü Stadyumunda gerçekleşecek.
Guetta Effect !
Türkiye’yi  ikinci kez ziyaret edecek bir başka star da David Guetta. Dünya çapında albümleri satış rekoları kıran dans müziğin fenomen ismi Guetta son dönemlerde özellikle “Gettin Over You”, “Turn me On”, “Titanium”, “She Wolf” gibi  hitler ile  hepimizin gönlünü fethetmiş, tüm gece kulüplerinin vazgeçilmez ismi olmuştu. 4 Mayısta Küçükçiftlik Parkta gerçekleşecek olan konserin biletleri indirim döneminde 90TL’den başlıyor. Eee biz de tükenmeden alıyoruz ! :)
Vee Efsaneler Ölmez
Elektronik müziğin efsanevi grubu Depeche Mode da Küçükçiftlik Park Sahnesinde yerini alıyor. Hem de 2013 yazının en akıllara kazınacak dünya turnelerinden biriyle geliyor. 2009 yılında yaptıkları “The Tour of Universe” turnelerinden sonraki ilk canlı gösterilerini yapacak olan grup, ilkbaharda satışa çıkacak olan 13.albümlerinin şarkılarını da tanıtıyor olacak. Hiç şüphesiz hepimizi muhteşem bir performans bekliyor. Depeche Mode konserinin biletleri mekan kapasitesi nedeniyle sınırlı,biletleri ise 120TL’den başlıyor.

SODA MI MADEN SUYU MU?





Bir restoranta gidiyorsunuz ve siparişinizi “ Maden Suyu” olarak verdiğinizde karşınızdaki garsondan “Tamam, bir soda.” Cevabı alıyorsunuz. Bu cevap aslında bizim ülkece maden suyu ile soda arasındaki fark hakkındaki bilinçsizliğimizin bir göstergesidir .
Çoğumuz sodayla maden suyunun farkını bilmeyiz. Oysa aralarında büyük farklar var. Maden suyu yerin derinliklerinden çıkagelir sofralarımıza.Bunun yanında içilebilir nitelikteki herhangi bir suya karbondioksit eklendiğinizde soda elde etmiş olursunuz.Esasen soda , asitli suyun ta kendisidir.
 Magmadan beraberinde taşıdığı demir,sodyum,kalsiyum,klorit,sülfat gibi zengin minerallerle, maden suyunun çeşit çeşit faydası vardır . Özellikle büyüme çağındaki bireylere,hamilelere ve yaşlılara artan mineral ihtiyacının karşılanmasında, yazın artan terlemeyle vücudumuzun kaybettiği su ihtiyacının gidermesine yardımcı olur. İçerdiği kalsiyumla güçlü kemik yapısına katkıda bulunurken cildimizin de gergin,pürüzsüz bir görünüme kavuşmasına olanak sağlar.  Sodanın ise, akşam yediğiniz ağır bir yemeğin ardından midenizi rahatlatmasının dışında bir işlevi yoktur. Yani maden suyu bir ihtiyaç, soda ise tercihtir.
Bunca farktan bahsetmişken, akıllara “Biz nasıl ayırt edeceğiz?” sorusu geliyor elbette. Marketlere gittiğimizde soda etiketlerinde yazan doğal maden suyu ya da zengin doğal mineralli suyu tanımlamaları bizler için yanıltıcı oluyor.Hele ki bikarbonat,kalsiyum ve sodyumla desteklenince hepimiz elimizdeki sodanın maden suyu olduğunu sanıyoruz. Ayırt edemiyorsak alışveriş esnasında bir bilene sormakta fayda var.Zira soda normal bir suyun minerallerle bir “tesis” tarafından işlenmesi sonucu elde edildiği için mineralli su=yararlı şeklinde pazarlanması çok normal.
Amerikan Obezite Birliği’nin sağlıklı insanlar için günlük iki şişe (600 ml)  önerdiği mineralli suların seçimini yaparken  fazlası kemik erimesine neden olduğundan düşük sodyum, yüksek magnezyum ve kalsiyum içerikli olanlar tercih edilmelidir. Sodaya gelince, o sizin ağzınızın tadına kalmış.
   İçtiğiniz her neyse, bolca yaraması dileğiyle J



6 Şub 2013

DORİTOSUMUZUN TADI HİÇ BOZULMASIN



   Yatılı okulun ilk günleri..Korku,endişe,merak,heyecan hepsi karman çorman.. "Yatakhanenin" duvar boyası henüz kurumuş. Bizlerse, yüreklerimizde ilk kız yatılılar olmanın heyecanıyla yuvadan uçuyoruz.

   Otuz masum surattık bu yola başlarken,otuz masum yürek el ele vermiş.Giderek çoğaldık.Çoğala çoğala sığamadık odalara. Koridorlara taştık, çoraplardan top yapıp  Amerikan futbolu oynadık.Leblebi ile poker oynayıp kumarın yasak tadına vardık.Hep yaptığımızsa paylaşmaktı,düşünmeden.Neşeyi,hüznü ve hatta zamanı.
 
   Üstüne kilit vurulmuş minik yatılı öğrencilerdik biz. O beyaz parmaklıkların ardında,uçsuz bucaksız bir zaman bolluğunda, binbir hikayeyle filizlendi sımsıcak kardeşlik tomurcuklarımız. Beraber gülmeyi, beraber ağlamayı, bir çikolatayı üç parçaya bölüp "odacak" doymayı öğrendik.

   Yatılıları kardeş yapan işte bu yirmiyedi odaya,yetmiş kardeşe bölünen sofranın coşkusu, bu ritüelin yürek hafifleten mutluluğuydu. "Benim yemeğim senin yemeğindir kardeşim."zihniyetiydi. Apayrı sosyal sınıflardan gelen çocukların pazartesi günü açtıkları bavullarından çıkan anne yemeklerinin salı günü yan odadaki kardeşi tarafından tüketilmesine aldırmamaktı. Odaya girdiğinde "Yiyecek bir şeyiniz var mı?" diye plastik dolaplara yönelen bir başka  kardeşine "Hayırrrr, ben de size soracaktım!" diyebilmenin samimiyetiydi. İşte o günlerde, varlık içinde yokluğun müthiş komedyasında bizler doritoslarımızı ekmeğimize katık edip sözde patatesçipslisandvçimizle doyardık. Yemeklerin hafta bitmeden tükendiği yurt odalarında kimine göre pek de acayip olan bu alışkanlığı biz Doritosla büyüttüğümüz paylaşma duygusuyla kazandık. Bir de günümüze, keyfimize göre aroması değişirdi ya o doritoslu sandviçin ohh değmeyin keyfimize! Bakmayın böyle dediğime Naçççoo,Takkoooo fark etmeden çekmeceden ne bulursak ona tavdık aslında biz :)

    Herkes birbirinin bir süre sonra damak zevkini bildiğinden akşam etütlerinde, "yarım doritos gönül almitos" oyunları oynardık kimi zaman. Bendeniz, acılı tatların leb-i deryasında yüzmeye bayıldığımdan bazı günler Hot Corn'lu Doritos hediyem olurdu  etüt çıkışlarında.
 
  Kimi günlerse oryantel gecelerimiz olurdu, on kız dizilip camın karşısına (Cam da bizim aynamızdı hani.) açardık Mezdekeyi, "Allaaaah, döktürün kızlarrr!" nidalarıyla inletip duvarları, Doritos "Alaturka"'lar eşliğinde göbekler atardık en çeşnilisinden.Tabii ki ertesi günümüz de, belletici öğretmenin "Etüt saatinde göbek atıyorlar." diye yazdığı tutanaklar yüzünden müdürün yolunu tutmakla geçerdi.

   İşte böyle bir ortamda hayatımın en eğlenceli yıllarını geçirdim ben. Kimine göre arkadaşlarla kurulan eğlenceli ortamların aranan yiyeceği olmaktan ibaret Doritos bize göre dostluğumuzun timsali,bütünlüğümüzün en acılı,en soslu sembolüydü. Bir günden bir güne kimsenin "Yemeğimi sen mi yedin?" diye isyan etmediği bir ortamda,karnı aç gönlü tok mu tok yüreklerin gururla büyüttüğü kardeşliğin tanığıydı . Kazınan mideciklerimizin süpermeni, yorgan altı sohbetlerimizin en büyük sırdaşı , en holigan anlarımızın sadık destekçisiydi. Ne zaman ki gooool sesleriyle inlettiysek televizyon odasını, ne zaman ki duygusal bir film izlerken gözyaşlarımız aktıysa, ne zaman ki bitmeyen sınav haftalarıyla uğraştıysak hepsinde yanımızdaydı  Doritos.

    Aradan geçen sekiz yıldan sonra bile bir Doritos pakedi, içindekinden kat be kat fazla anlam ifade ediyor her birimiz için. Ne zaman toplansak o "müthiş ordumla" , yıllar önce dağılmış gizli örgütün müridleriymişizcesine aramızdan biri Doritos pakedini açıp ilk ısırıkla başlatır ayinimizi her seferinde. Bundandır her bir araya gelişimizde dostluğumuza şükredercesine zikrettiğimiz şu sözler ; "Bu dostluk hiç bitmez, yeter ki Doritosumuzun tadı hiç bozulmasın ;).

(Bu hikaye gerçek hayattan birebir alınmıştır. Aşağıdaki fotoğraflar Kadıköy Anadolu Lisesi'nin ilk yatılı kız öğrencilerinin 2005 yılında, küçücük hazırlık öğrencileriyken çekilmiştir. )







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...